CHP'Lİ Haluk Koç: Dilini eşek arısı soksun”

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Prof. Dr. Haluk Koç, 12 yıldır iktidarda olan AKP’nin ayrımcı politikalarına Ankara’nın Evren ilçesinden yanıt verirken;  “Bunların döneminde ayrımcılık ayyuka çıktı; ‘efendim sen şusun, sen busun…’ ya deme bunu. Dilini eşek arısı soksun, tahtayı gıcırdatma” diye konuştu.

Ankara il denetmenliği ve 2015 genel seçim hazırlıkları çerçevesinde Şereflikoçhisar ve Evren ilçelerine giden Koç, ilçe merkezlerinde parti örgütünü ziyaret edip, esnafa ‘hayırlı işler’ dileğinde bulunurken; Evren’de ayrıca İbrahimbeyli, Cebirli, Çerkezuşağı, Solakuşağı, Demirayak, Altınbaşak, Yusufuşağı ve İnebeyli köylerini ziyaret etti.

Evren CHP İlçe Merkezini dolduran vatandaşlara güncel konuları kapsayan bir konuşma da yapan Koç, “Sizlerle merhabalaşmaya geliyoruz, hiç çekinmeden düşük oy aldığımız yerlere de gidip, vatandaşın oyuna nasıl tekrar talip oluruz arayışındayız. Eksik gediğimiz ne varsa önümüze koyup önümüzdeki seçimin hazırlıklarını yapıyoruz” mesajı verdi. Koç şunları söyledi:

MAAŞLI HOKKABAZLAR EKRANDA PEMBE TABLO ÇİZİYOR: Bugün ülkemiz adeta yangın yerine dönmüş durumda. Bakın bütçe görüşülüyor, rakamlar ortada. Emekliye yılbaşında sadece yüzde üç zam verilmesi öngörülüyor. Mutfak enflasyonu, işsizlik bunların açıkladığı resmi rakamların çok ötesinde. Ama benim ‘Maaşlı Hokkabazlar’ ismini taktığım iktidar yalakası yorumcular her akşam televizyon ekranlarında pembe pembe tablolar çiziyor.

SENİN ÇALDIĞIN YERİ KAPATSAK, KAYNAĞA YETER: Bu pembe tablo çizenlerin bir gün olsun çalışanın, işçinin, çiftçinin, köylünün, memurun sorunlarından bahsettiğini, bir proje ortaya koyduklarını duydunuz mu? Biz ise sadece eleştirmiyoruz, projelerimizi, çözüm önerilerimizi de açıklıyoruz. İşte ‘Aile Sigortası’ ilk aklıma geleni. Biz bir proje koyunca hemen aynı koro işbaşına geçip, ‘CHP kaynağı nereden bulacak?’ diye soruyor. Elinin körü. Şu Saray’ın maliyetine bakın yeter: Eski parayla bir katrilyon, 360 trilyon lira. Sadece merdivenleri dört milyon dolar. Daha uçağı da saymıyorum ha! Ya sadece senin çaldığın yeri kapatsam bile; al sana kaynak!

30 YIL ÖNCE BÖYLE MİYDİ?: Gezdiğimiz köylerde üzülerek tespit ediyoruz; üretim kalmamış, üretim yapacak kimse de kalmamış. Kendi emeğiyle, kendi ayakları üzerinde durarak üretim yapma dönemi artık kapandı. ‘Seni öldürmem ama karın tokluğuna mahkum ederim’ diyorlar. İnsanlar da çaresiz pılısını pırtısını toplayıp şehre göçüyor. Peki 30 yıl önce böyle miydi; hiç değilse ürettiğin geçimine yetiyor, çoluk çocuğun aç kalmıyordu.

BİZ UZAYDAN GELMEDİK: AKP adeta insanları yoksullukla rehin almış. İnsanların boynu bükük. Biz ise yedi oy alsak bile suçu kendimizde görüp vatandaşın ayağına gitmeye devam edeceğiz. Bakın İbrahimbeyli’den bize sadece 7 oy çıktı, olsun, erinmeden oraya da gittim. Bu düzen değişmeli, bu iktidar yönetimden gitmeli. Bunun için de biz kendimizi daha iyi ve daha çok anlatmalıyız. Biz uzaydan gelmedik. Köklerimiz çok derin.

ATATÜRK’ÜN KOYDUĞU HARÇ: 10 Kasım haftasındayız. Bakın Ulu Önder Atatürk ‘eşit yurttaşlık temelinde bir millet’ demiş. Ne güzel demiş. İyiki de demiş. 90 yıl sonra bunun, Atatürk’ün koyduğu bu harcın kıymetini daha da iyi bilmemiz gerekiyor. Bunun için şöyle bir etrafımıza bakmak bile yeterli. Dört tarafımız kan, barut ve gözyaşı.

MASANIN ÜSTÜNDE MÜZAKERE, ALTINDA BOMBA OLMAZ: Ülke olarak bizim de sorunlarımız yok mu, elbette var. Ama bunları nasıl çözeceğiz? Masanın bir ucuna devlet, diğer ucuna terör örgütü lideri oturacak; masanın altına ise bombayı, molotofu koyacaksın… İşte bu olmaz Sevgili Yurttaşlarım, bu olmaz. Bu sorunların konuşulacağı yerin adresi Meclis’tir. Milletin tüm temsilcileri orada. Orada her şey özgür biçimde konuşulmalı.

HAY DİLİNİ EŞEK ARISI SOKSUN: Ayrıma gerek yok. Buralarda çok sayıda Kürt kardeşlerimiz yok mu? Var. ‘Efendim sen şusun, sen busun…’ Hay dilini eşek arısı soksun; tahtayı gıcırdatma, çatıyı akıtma Kardeşim. Bakın bunların döneminde ayrımcılık ayyuka çıktı: ‘Millet 36 parçadan oluşmuştur, şudur, budur…’ Şimdi bunun ne gereği var Allahaşkına! Bakın bir doktor olarak iyi teşhis koyup diyorum ki, ‘artık bu kötü doktorun yönetimden uzaklaştırılması gerekiyor.’

SORUMLULUĞU KENDİMİZDE ARAYACAĞIZ: Bunu demekle de yetinmeyeceğiz. Vatandaşın ayağına gideceğiz; kendimizi de, derdimizi de anlatacağız. 21 yüzyılda Ankara’nın yanı başında bu zihniyete hala oy verilebiliyorsa, bunun sorumluluğunu kendimizde aramalıyız. Her fırsatta sizlerle beraber olacağız. Demin de söyledim, Atatürk harcı koymuş. İşin özü budur. Öz önemlidir; biz Türkiye’nin özüyüz.

ARTUKLU HABER AJANSI-ANKARA